Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
BLOĞUMA HOŞ GELDİNİZ.
DÖVİZ KURLARI | |
Kuscular.org yönetim ekibi değerli üyeleri ve forum üyeleri ve kuscular.org kurucuları Hüseyin Başoğlan ve Ömer Özkurt kardeşlerime alabadem güvercin ırkı tanıtımı için göstermiş oldukları ev sahipliğine ve çalışmalarımın zor zamanlarında şahsıma verdikleri destek için, TGYB destek ekibi değerli üyeleri ve Rahmi Bozkır'a Alabadem.guvercin.com yapımında emeği geçen İskender Damgacı ve Denizli güvercin evi değerli üyelerine alabadem ırkımıza vermiş oldukları yapıcı ve yaşatıcı destekten dolayı, Türkiye Güvercin Fedarasyonu kurucuları ve yönetim ekibine başta Güven Sancak ve başkanımız Rıdvan Dinçer,e Yaban tv (kuşlar)programı yayın ve yapım yönetmeni Altay Tuzüner'e yerel ırklarımız için yürüttüğü çalışmalara ve güvercin camiamız ve ırklarımız adına yaptıkları duyarlı emektar çalışmalar şahsım adına teşekkür ederim.
Kuşbaz ve Osmanlı’da kuşçuluk
Kuşçuluk bizzat saray tarafından desteklenmiş ve protokolde de yeri olan bir meslek…Bu kuşların herbirinin ayrı ayrı bir özelliği var. Sanmayın ki aman sesi ne güzel sesi için veya görüntüsü için avlanıyorlar veya tutuluyorlar hayır…Bizzat savaşta kullanıldığı için özel bir öneme haizdir.
Osmanlı Devleti’nde dikkati çeken bir özellik, güvercinlerin Osmanlı sarayının değerli hayvanları arasında sayılması ve sarayda yetiştirilen güvercinlerde kesinlikle melez ırk bulundurulmamasıdır. Hatta saray yönetimi güvercinlerin eğitilmesi, ıslahı gibi konularda bilgisine başvurulmak üzere yurtdışından uzmanlar getirmekten bile çekinmemektedir. Bu konuda 1883 yılında Fransa’dan Möso Jumbar adlı bir güvercin uzmanı getirildiği ve uzmanın konu ile ilgili olarak yazdığı bir yazının çevirisinin güvercin yetiştiriciliğinde kullanıldığı gösteren bir belge bulunmaktadır.
Tarihi süreçle birlikte bu gelenek önce Selçuklulara sonra da Osmanlılara geçmiştir. Osmanlı Devleti’nde ise 17. yüzyılın sonuna kadar kuşçuluk daha çok saray ve çevresinde anlam kazanmış bir uğraştı. Osmanlı sarayında başlangıçta kuşçuluk, daha çok avlanma gereksinimi ile birlikte yürümüştür. İlk padişahlar ava önem veren kişilerdi. Bu dönemde sarayda, Doğancıbaşı, Atmacacıbaşı, Şahincibaşı, Çakırcıbaşı gibi kuşlarla ilgilenen rütbeli kişiler bulunmaktadır… Padişahlar V. Mehmet’ten sonra av ile ilgilenmemişlerdir. Ancak “şikar halkı” denilen bu av teşkilatı korunmuştur. 1600’lü yılların başında sarayda görevli 30 doğancı, 271 çakırcı, 276 şahinci, 45 atmacacı olmak üzere 592 görevli çalışmaktadır. İlerleyen yıllarda bu görevlilerin sayıları azalmıştır.
Ünlü Osmanlı gezgini ve bizimde hocamız olan Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde belirttiğine göre, 1600 lü yıllarda Osmanlı’da, İstanbul’da bulunan kuşbazlar 500 dükkan ve 600 kişiden oluşmaktaydı. Bu dönemde yetiştirilen güvercin ırkları ise şöyle sıralanmaktadır. Pal, taklabaz, şeber, cevizi, Şami, Mısıri, Bağdatlı, munakkit, alare, marselos (martoloz), demkeş, sabe, talazlı, pelenk, jebar, kızıl ala, kara ala, tekir ala, varkil ala, sade kut, taçlı kut, çakşırlı kut.
Osmanlı toplumunda kuşlarla ilgilenen kişilere genel olarak “kuşbaz” adı verilmektedir. Sarayın kuşbazları genellikle saray bahçelerinde bulunan ve “kuşluk” adı verilen bölümde yetiştirilen kuşlarla ve güvercinlerle de ilgilenmektedirler. Osmanlı toplumunda dikkati çeken bir özellik güvercinlerle ilgili her türlü belgenin titizlikle ve düzgün olarak kayıt edilmiş olmasıdır.
İstanbul’da eskiden kuş tutulan yerlerin başında Yenibahçe1 bölgesi geliyordu. Bugün adı bile unutulmak üzere olan Yenibahçe, Bayrampaşa (Likos) Deresinin Edirnekapı ile Topkapı arasında surlardan içeri girdiği kesimden dere yatağı boyunca Aksaray’a doğru uzanan ve büyük bölümü bahçe ve bostanlarla kaplı olan bir bölgeydi. Bu yeşil örtünün arsasına serpiştirilmiş, çoğu bostancı Arnavutlara ait evler de vardı.
Yenibahçe dışında sur içinde Altımermer ve Sultanselim’deki çukurbostanlarda, yani eski Bizans sarnıçlarında, sur dışında Mevlânakapı ilerisinde Anastos’un bostanında, Edirnekapı’dan Yedikule’ye uzanan mezarlıklarda, Çırpıcı Çayırı yakınında Cevizlibağ’da kuş tutulurmuş. Üsküdar tarafında ise Seyidahmet Deresi, Çamlıca, Toygartepe, Karacaahmet başlıca kuş tutma yerleriydi. 1955’te Vatan Caddesi’nin açılması sırasında dere yatağı ve bostanlar büyük ölçüde tahrip edilerek Yenibahçe ortadan kaldırıldı. Bugün o bostanların yerleri Vatan Caddesi, Emlak Bankası apartmanları, Karayolları Lojmanları, Emliyet Müdürlüğü vs. tarafından işgal edilmektedir
alemli minakatler güzelmiş bursada fazla kalmadı bursa nalbant minakatlardan ve kara minakatlardan kaldı burda mülakat diye 2.3 kişi orasındaki sohpet ve toplantıya denir.daha eski oynarcılar kuşlara milakat yada rengi için milakatsi derdien ünlüsü nalbant hacı salih dir.oynarların da güzel yanlız elemen lazım elersen cok daha iyi olur içlerinde koca zekirli eşkalliler var asafa benzeyenlerde var.rafta yüksekleri cıkarsan tam olur
YanıtlaSil